Yaz okulundan sonra hepsi de yakın tarihlerde başlayıp biten (bitecek olan) stajım, geçici işim ve bayram tatili hakkında birkaç şey yazayım.
Stajdan başlayayım. Yaz okulu bitti, ertesi gün staj başladı. Bir gün bile dinlenemeden hop stajdayım. Nerde peki? Yine okulda. Ericsson firmasının bölümümüzde kurmuş olduğu IMS laboratuvarında. Başımda da Cengiz hoca var.
Üzerinde çalıştığım proje güzel, ismi Günebakan. Ayçiçeği misali güneşi takip edecek çukur ayna sistemi diye tanımlayabiliriz sanırım. Ayrıntılar için stajdan sonra ayrı bir yazı yazmayı planladığım için burda kısa geçiyorum.
Staj başladıktan bir hafta sonra da Kipa’da işe başladım. Sadece 1 aylık bir iş olacak. Sözde Monami firmasının kırtasiye ürünleri ile ilgilenecek geçici bir elemandım ama Kipa bu, boş bırakmıyorlar adamı. Yakında et reyonuna kadar gidip insanlara biftek falan satmayı da bekliyorum :)
Özet kısmı bu, yazmaya değer kısmı da bunların aynı anda olması. Staj saatleri şöyle: 9.00 – 16.00. İş saatleri de 16.00 – 00.00. Zorluk burada başlıyor. Hafta içi her gün stajda olduğum için 16.00’da işe yetişemiyorum haliyle, hafta sonları geç kaldığım her hafta içi günü için fazladan 1 saat çalışarak eksik zamanı telafi etmeye çalışıyorum. Yoruculuk kısmından şikayet etmiyorum, sonuçta kimse kafama silah dayayıp zorla çalıştırmıyor ama bir şey var ki insanı canından bezdiriyor. Mağaza içindeki elektronik reyonunda güzel ses sistemleri satılıyor, haliyle bunların nasıl çalıştığı da müşterilere göstermek isteniyor falan. Ayrıca Tarkan 2010 albümünü de satan mağaza bir taşla birden fazla kuş vurma misali, o ses sistemlerinde çalacak parça olarak o albümü kullanıyor. Bir gün olur tamam, iki gün olur tamam ama günlerdir aynı şey. Günde yaklaşık 4 saat Tarkan dinliyoruz. Bu nasıl büyük bir işkencedir arkadaş. Albüm de albüm olsa bari, bi halta benzemiyor. Megastarmış, osurayım öyle megastara..
Neyse çok uzatmayayım o kısmı, başka şeylere de değineyim yazı bitmeden. Arada (aslında her gün) uğradığım oyuncak reyonu da bir başka. Aileler çocuklarıyla geliyorlar, bazen oranın oyuncak reyonu olduğundan bihaber bazen de özellikle ordan geçiyorlar. Bazı aileler çocuklarının istediği hiçbir şeyi al(a)mıyor, bazıları da “Seç yavrum istediklerini. Hangilerini beğenirsen alalım” modunda 500+ liralık oyuncak satın alıyor vs. Yan yana bu manzaraları görünce bi değişik oluyor tabi insan. Hadi ben neyse de, ilk durumdaki çocuk? Ya ailesi?
O kısmı da fazla ayrıntıya girmeden geçeyim en güzeli. Sürecin en keyifli kısmında sıra, bayram tatili :) 3 günlük bayram tatilinin 2 gününü ailemin yanında geçirdim. Uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımla ve akraba – eş – dost ile görüştük bu tatil vesilesiyle. İyi oldu hoş oldu. Her gittiğin yerde çeşit çeşit tatlılarla karşılanmak da ayrı bir güzellik tabi, mideyi bozmadan atlattık bu tatili de :) Her gittiğim yerde bolca yemek ve tatlı yedim, ayrıca şu aşağıdakilerin de önce fotoğrafını çekip sonra hayvanlar gibi (daha nicelerini) yedim. İşte 2 günlük tatilin en güzel kısmı da buydu :)
Yorum yazın